DTO 2007 NISAN AYI AB BÜLTENI

AB ve Türkiye arasında Müzakerelere Devam AB, Kıbrıs Rum yönetimi ile yaşanan 'limanlar sorunu' nedeniyle, 2006 yılının Aralık ayında Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerini sekiz başlıkta askıya alınması kararı verilmişti. Askıya alınmayan başlıklarda müzakereler 29 Mart günü, 'İşletme ve Sanayi Politikası' müzakere başlığı ile devam etti. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ve AB Daimi Temsilcileri seviyesinde açılan başlık, AB'nin Dönem Başkanı Almanya’nın girişimi sayesinde gündeme alındı. AB Dönem Başkanı Almanya, Türkiye’ye desteğini, 'İstatistik', Ekonomik ve Parasal Birlik (EMU)’ ve ‘Mali Kontrol' müzakere başlıklarındaki müzakereleri dönem başkanlığı son bulmadan en geç Haziran ayı içerisinde başlatarak göstermek niyetinde. AB’nin 50. Yaş günü Roma Antlaşması’nın imzalanmasının 50. yılı şerefine AB üyesi 27 ülkenin liderleri, 25 Mart 2007 tarihinde Roma’da bir araya geldiler. Avrupa Birliği’nin temelini atan Roma Antlaşması’nın yaş günü vesilesiyle AB liderleri, AB Dönem Başkanı Almanya’nın hazırladığı Berlin Deklarasyonu’nu imzaladılar. Berlin Deklarasyonu’nda Avrupa Anayasası için, 2009 yılında gerçekleştirilecek Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesine tarih verildi. Deklarasyon, içerisinde yer alması beklenen genişleme, ortak para birimi Euro, Hıristiyanlık gibi üye ülkeler arasında tartışma yaratan konular nedeniyle merakla bekleniyordu. AB Su Kaynakları Politikası 2015 yılından itibaren Avrupa Birliği’ndeki tüm su kaynaklarında su kalitesini sağlamaya yönelik altyapı düzenlemeleri hakkındaki “Su Çerçeve Yönergesi”ne ilişkin olarak Avrupa Komisyonu, üye devletlerin uygulamalarını değerlendiren bir rapor hazırladı. “Su Çerçeve Yönergesi” doğrultusunda getirilen yükümlülükler bağlamında üye ülkelerin 2009 yılına kadar Nehir Havza İdaresi Planları oluşturmaları gerekse de, rapor, bu konuda eksikliklere işaret ediyor. Ayrıca Komisyon, üye ülkelerin su idare sistemlerinin tesisinde piyasa odaklı araçların daha etkin kullanımı konusunda eksikliklerin olduğuna dikkat çekerek, bazı ulusal düzenlemelerin Yönerge hükümleri ile uyumlu olmadığı uyarısını yapıyor. Raporda ayrıca Türkiye ve Rusya ile su kirliliğinin önlenmesi amacıyla sınır ötesi işbirliğine gerek duyulduğu ifade ediliyor. Avrupa Komisyonu, 'Kent Atık Su Arıtma’ ve 'Nitrat’ Yönergeleri hakkında iki rapor daha hazırladı. Komisyonu’nun, su kaynaklarının sürdürülebilirliği ve iklim değişimi ile mücadelede AB politikalarının genel yönelimlerini belirleyecek bir Yeşil Kitap için gerekli çalışmalara başladığı bildiriliyor. Çevre alanında Fon: LIFE+ Programı 2007–2013 yılları arasında yürütülecek olan LIFE+ programının bütçesi ve bütçenin çevre projelerine dağıtımı hakkındaki kurallarda Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, uzlaşma sağladı. 2007–2013 döneminde1,951 milyar Euro’luk bir bütçe tahsis edilen LIFE+ programı; LIFE+ doğa ve biyo-çeşitlilik, LIFE+ çevre politikası ve yönetişim ve LIFE+ bilgi ve iletişim olmak üzere üç ana kategoride iklim değimi, biyo-çeşitlilik, yaşam kalitesi ve sağlık, doğal kaynaklar ve atık yönetimine ilişkin projelerin finansmanına öncelik verecek. Gelinen noktada üye devletlerin, ayrılan bütçenin %78’ini üye devlet payları, %15’ini uluslararası projeler ve %2’sini Komisyon’un idari giderlerini finanse edecek şekilde kullanmaları karara bağlandı. AP Raporu 'Türkçe AB Resmi Dili Olsun' dedi Avrupa Parlamentosu Kuzey Kıbrıs Yüksek Temas Grubu’nun, “Türkçenin AB'nin resmi dili olmasını” tavsiye eden raporu, AP'nin Başkanlık Divanı’na sunuldu ve 15 Mart 2007 tarihinde kabul edildi. Rapor temel olarak AB’nin Kıbrıslı Türklerle olan iletişiminin ve karşılıklı işbirliğinin artması için Türkçenin AB'nin resmi dili haline gelmesinin faydalarına değiniyor. Rapor ayrıca Kıbrıslı Türklerin Avrupa Parlamentosu bünyesinde temsil edilmeleri için istekli olduklarına değinirken, AB'nin 'Kıbrıs Cumhuriyeti'nin' kontrolü altında bulunmayan bölgelerde özel koşullarda ticaretin tesis edilmesine ilişkin çabalarına destek verdiğinin de altını çiziyor. Kuzey Kıbrıs Yüksek Temas Grubu, 2009 yılına kadar faaliyet göstermeye devam edecek. Bayrak devleti düzenlemelerinde gelişmeler Avrupa Parlamentosu, Komisyon tarafından Erika 3 Paketi çerçevesinde teklif edilen bayrak devleti düzenlemelerini 29 Mart tarihinde destekledi. Önerge çerçevesinde Üye Devletler, kendi bayraklarına sahip gemilerin uluslararası standartlara uyduklarını kontrol etmek ile yükümlüler. Bu bağlamda ülkelerin denetim performansları değerlendirilerek, iyi bir performansa sahip ülkelerin gemileri daha az kontrol edilecektir. Ayrıca yeni teklif edilen düzenleme çerçevesinde henüz ISO 9001-2000 standardına uymayan ülkeler için bu standart zorunlu hale gelecektir. Bayrak devleti alanında getirilmesi önerilen düzenlemeye pek çok üye devlet, daha fazla maliyet getireceği için karşı çıkıyor. Avrupa Parlamentosu ise, deniz emniyetinin sadece ulusal düzeyde sağlanmasının çok zor olduğu yönünde görüş bildirerek, öneriyi destekliyor. Önergeye getirilen bir değişiklik çerçevesinde; bayrak devleti uzmanlarının en az 3 yıl deniz deneyimlerinin olması veya denizde 1 yıl deneyim ve ilgili devlet otoritesi nezdinde en az 2 yıllık bir bayrak devleti sörveyörü olarak görev yapmış olmalıdır. Slovakya, Estonya ve Belçika’ya karşı ihlal soruşturmaları Avrupa Komisyonu, Slovakya, Estonya ve Belçika’ya karşı deniz taşımacılığı alanında Topluluk kurallarına uymadıkları gerekçesi ile ihlal soruşturmaları başlattı. Slovakya, gemi teftiş ve muayene kurumları ile denizcilik idarelerinin ilgili faaliyetleri için ortak kurallar ve standartlara ilişkin 22 Kasım 1994 tarihli ve 94/57/AT sayılı Yönerge’ye uymadığı gerekçesiyle Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’na (ATAD) taşındı. Yönerge, üye ülkelerin ancak Topluluk düzeyinde tanınan kuruluşlara gemi muayene ve sertifikalandırma işlemlerini yürütme görevini verebileceği hususunda hükümler içermektedir. Bu hükümler ile uyumsuz olarak bazı Slovak bayraklı gemilerin Bulgaristan ve Türkiye kökenli klaslandırma kuruluşları tarafından sertifikalandırıldıkları iddia edilmektedir. Komisyon, gemi kaynaklı atıklar ve kargo atıkları için liman alım tesislerine ilişkin 27 Kasım 2000 tarihli ve 2000/59/AT sayılı Yönerge’nin hükümlerine uymadığı gerekçesiyle Estonya’ya bir gerekçeli görüş göndermiştir. Belçika ise, ATAD’ın daha önce Topluluk gemi trafiği izleme ve bilgi sisteminin kurulmasına ilişkin 27 Haziran 2002 tarihli ve 2002/59/AT sayılı Yönerge’ye uymadığı gerekçesiyle aldığı Karar’a uymadığı için Komisyon tarafından ihlal prosedürüne dahil edilmiştir. Belçika, 2002/59/AT sayılı Yönerge’ye son uyum tarihi olan 5 Şubat 2004 tarihinden bu yana gerekli çalışmaları halen tamamlamadığı için eleştirilmektedir. Avrupa Birliği ile Ukrayna Arasında İşbirliği AB ile Ukrayna arasında güçlendirilmiş işbirliği oluşturmak amacıyla görüşmeler gerçekleştirildi. Bu görüşmeler iki taraf arasındaki enerji işbirliğinin genişletilmesi ve ortak ticaret alanı oluşturması gibi önemli konuları kapsadı. Bu görüşmeler çerçevesinde güçlendirilmiş işbirliği anlaşması imzalanması gündemde. Ukrayna'nın son zamanlarda özellikle ekonomik ve demokratik reformlar konusunda gösterdiği ilerlemelere değinen Avrupa Komisyonu Dış ilişkiler ve Komşuluk İlişkilerinden Sorumlu Üyesi Benita Ferrero-Waldner, yeni anlaşma sayesinde taraflar arasındaki stratejik ilişkilerin somut anlamda gelişeceğini ifade etti. Saygılarımızla, Murat TUNCER Genel Sekreter DAĞITIM: Gereği: Bilgi: - Tüm Üyelere (WEB Sayfasında) - Meclis Başkanı ve Vekilleri -Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri