• Anasayfa
  • |
  • AB ÇEVRESEL SORUMLULUK DIREKTIFI

AB ÇEVRESEL SORUMLULUK DIREKTIFI

İKV’nin, 27 Nisan- 4 Mayıs 2007 tarihli Haftalık Bülteninde yayınlanan, AB Çevresel Sorumluluk Direktifi yazısına ait notlar bilgilerinize sunulmuştur. Çevresel Sorumluluk alanında “kirleten öder ilkesini” garanti altına alan 2004/35/EC Direktifinin, 30 Nisan 2007 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu, Yeni bir yaklaşım ortaya koyan Direktifin, 1980’li yılların sonunda başlayan tartışmaların bir sonucu olarak, AT Antlaşmalarında yer alan “kirleten öder ilkesi” üzerine inşa edilmiş ilk Topluluk yasasını oluşturduğu, Direktifin, AB içinde, çevreye verilen zararların önüne geçilmesini ve çevreye zarar veren aktörlerin sorumluluğunu sorgulamayı amaçlamakta olup bu bağlamda, Direktif, su kaynakları, doğal habitatlar, hayvan ve bitki türleri ile toprak kirliliğinin sebeplerinin ortadan kaldırılmasına ilişkin önlemler içerdiği, Üye ülkelerin, 30 Nisan 2007’e kadar söz konusu Direktif’i ulusal mevzuatlarına aktarmış olmaları gerekirken, sadece İtalya, Letonya ve Litvanya’nın yükümlülüklerini yerine getirdiğinin kaydedildiği, Konuya ilişkin olarak açıklama yapan Avrupa Komisyonu’nun Çevreden Sorumlu Üyesi Stavros Dimas,’ın “Kirleten Öder” ilkesinin, Avrupa Çevre Politikasının temelini oluşturduğu, Çevresel Sorumluluk Direktifi’nin çevreye tehdit oluşturan unsurları önermeyi teşvik ettiğine dikkat çeken Dimas, çevreye ciddi zarar verilmesi durumunda, zarar verenin bu zararı tazmin edeceğinin vurgulandığı, Ancak, sadece 3 üye ülkenin, bu önemli Direktife uyum sağladığını belirten Dimas, diğer üyeleri uyum konusunda çabalarını yoğunlaştırmaları için uyararak aksi halde, AB Komisyonu tarafından gerekli prosedürlerin başlatacağını hatırlattığı, Direktif, çevreye zarar verme riski taşıyan veya risk potansiyeline sahip faaliyetleri, su veya havaya ağır metaller bırakan, tehlikeli kimyasal madde ile atık üreten ve yakan tesislerin faaliyetleri olarak sıralandığı, dolayısıyla bu işletmeler, Direktif uyarınca çevreye verdikleri zararı karşılamak zorunda kalacakları, Diğer ekonomik işletmelerin ise, yanlışa kapıldığına veya ihmale ilişkin bir uyarı almaları halinde, yine ilgili zararı tazmin etmekle yükümlü olacakları belirtilmiştir. Direktif kapsamında, kamu makamları, ilgili ekonomik işletmelerin zararın tazmin edilmesine ilişkin önlemleri almasını veya finanse etmesini gözetmek gibi çevresel sorumluluk alanında önemli bir role sahip oldukları, Sivil toplum örgütlerinin ise, gerekli gördüğü durumlarda kamu makamlarına müdahalede bulunmaları için talepte bulunabildikleri ve kamu tarafından alınan kararın doğruluğunu sorgulamak için mahkemeye başvurabilecekleri, Çevreye verilen zararın birden fazla birden fazla AB üyesi ülkeyi ilgilendirmesi durumunda ise ilgili üyelerin zararın tazmin edilmesi konusunda işbirliğine gitmesinin öngörüldüğü, Direktif üye ülkelerin, sigorta gibi çevresel sorumluluklardan kaynaklanan riskleri karşılayan araçların oluşturulmasını teşvik etmelerini ve işletmelerinde bu araçlara başvurmasını desteklediği, bu bağlamda Avrupa Komisyonunun 2010 yılında konuya ilişkin bir rapor hazırlanması ve 2014 yılında da Direktifin etkin uygulanışına ilişkin genel bir rapor sunması beklenmekte olduğu ifade edilmiştir.

0_0_Ek.pdf